Sayfalar

Bu Blogda Ara

25 Mart 2015 Çarşamba

KALBİN KİTABI

KALBİN KİTABI


    Kitabın Adı : Kalbin Kitabı - Louisa Young

    Yayınevi : Dharma Yayınları - İstanbul; 2004; 448 sayfa; Türkçe; ISBN : 975-8729-56-x


    Kapak Tasarımı : 9

    Çeviri Kalitesi : 9

    İndeks : 10

    Doyuruculuk : 10

    Genel Olarak Kitap : 10


    Özet...


    'Kalbin Kitabı' geçmişten günümüze kalp hakkında akla gelebilecek her ne varsa rahatlıkla bulabileceğimiz bir kitap. Yazar Louısa Young; tıpta, dinde, sanatta, felsefede ve günlük yaşayışta kalbi ayrıntılı bir şekilde incelemiş ve her insanın okumaktan zevk alacağı bir şekilde kitaba aktarmış. 

...............................................................................................................................................................................................

    

    Louısa Young'ın kütüphanelerde geçen uzun günlerinin, yoğun çalışma ve araştırmalarının ürünü olan  'Kalbin Kitabı', aklımıza gelen her alanda, tarihte kalp hakkında ortaya konmuş her ne varsa bulabileceğimiz bir kitap. Yazar, bu bilgileri derlemekle kalmamış okuyan herkesin anlayabileceği ve okumaktan zevk alacağı bir şekilde kitaba aktarmayı da başarmış. 


    Kitap  'Anatobilimcinin Kalbi', 'Sofu Kalp', 'Sanatta Kalp' ve 'Aşığın Kalbi' olmak üzere dört ana bölümden oluşuyor. 


    İlk bölümde adından da anlaşıldığı gibi kalbin anatomisi hakkında ayrıntılı bilgilere yer veriliyor. Bu bölümde Eski Mısır, Çin ve Hindistan'dan başlayarak, 19. yy a değin kalp anatomisi hakkında elde edilen bilgileri bulmak mümkün. Aynı bölümde kalbin çalışması, kalp hastalıklarının belirtileri ve nedenleri, kalp nakli ameliyatları, kalp nakli olan hastaların psıkolojik sorunları ve ameliyat sonrası yaşadıklarına da yer verilmiş. 


    'Tıbbın gizemlerinin başlangıcı. Kalb'in atışı ile ilgili bilgiler. Kalp ile ilgili bilgiler... Her bölümünde damarlar var. Şifa dağıtıcıların, Sekmeth rahiplerinin, büyücülerin parmaklarını koydukları her yerde, ensede, ellerde, kalbin bulunduğu yerde, iki kolun, iki ayağın üzerinde; kalp'le bağlantısı olan, onun kanalları yoluyla, bedenin bütün organlarına yayılan her yerde damarlar var'

                                        

                                                İ.Ö. 1550 - Ebers papirüsü


    Kalple aşk arasında nasıl bir bağ varsa, aynı bağın din söz konusu olduğunda da var olduğunu savunan yazar, ikinci bölümde  çeşitli dinlerde kalp imgesinin kullanılışını ve ona yüklenen anlamları ele alıyor. Bu bölüm de daha çok Hristiyanlık'ta kalbin taşıdığı anlam ortaya konmuş. 


    Üçüncü bölümde sanatın kalbi ele alış biçimi inceleniyor. Kalp ile ilgili yapılan ilk çizimler hakkında ayrıntılı bir anlatım yapıldığı gibi, aynı zamanda çizimlerin kendilerine de yer verilmiş. Adak kalpler başlıklı kısımda, hristiyanların şifa dilemek, bahşedilen huzura karşı minnet göstermek ve bir bela ile karşılaşmamak için ibadet yerlerine bıraktıkları küçük kalp sembollerinin ortaya çıkış nedenleri, anlamları ve  kültürlerden kültürlere gösterdikleri farklılıklar inceleniyor. Ayrıca bir çok ressamın tablosu ile birlikte kalbi sembolize etmekte usta olan Frida Kahlo'nun da, 'Hatıra', 'Açık yaranın anımsanması' ve 'İki Frida' adlı tablolarındaki kalp sembolünün kullanıldığı anlam irdeleniyor. Bu kısmın özellikle resim sanatı ile ilgilenenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.   


    'Bir ev olarak kalp' başlıklı kısımda ise, hristiyanların kalbin odalardan oluşan bir ev olduğunu kabul eden anlayışları ve bu anlayışın çeşitli sanat ve dinlerdeki yansımaları inceleniyor. Ele alınan metinlerden alıntılara, incelenen tablolara ve çizimlere yer verilmesi çok güzel bir ayrıntı olarak düşünülmüş.


    Eski Ahit'te kalbe emirlerin yazılması ile ortaya çıkan kalbin bir kitap olarak görülmesi, aslında Eski Mısır'dan beri süregelen bir inançdır. Yunan filozofu Platon'un da aynı benzer şekilde şeytanca niyetler taşıyan işlerin, damga gibi can'ın içine işlendiğinden söz ettiğini biliyoruz. Yazar 'Bir kitap olarak kalp' başlıklı kısımda bu inancı ve bu inancın sanattaki ve dindeki yansımalarını ortaya koymaya çalışıyor. 


    'Güller, ağaçlar ve meyve' başlıklı kısımda ise, güller, ağaçlar ve meyveler ile kalp arasında kurulan bağ ve bu bağın sanatta ortaya çıkışı irdeleniyor. Bu bölümde de aynı şekilde edebi metinlerden ve şiirlerden bir çok alıntıya yer verilmiş. 


    Aynı bölümde kalbin bir müzik aleti olarak incelendiği kısımdan başka, George Herbert'e dair özel bir bölüm ve 'Neredesin Be Birader' filminin konumuz açısından kısa bir çözümlemesi yer alıyor.


    

    'Selamlayın kendinizi; Ruhunuzun haline bakın;

    Cesaretinizi toplayın, kendi sinenize bakın

    Ve baş aşağı edin kalbinizi, bakın bakalım ne göreceksiniz orada'

                                G.HERBERT

    

    Kitabın dördüncü ve son bölümünde kalbin neden romantik aşkın amblemi olarak kullanıldığı sorusuna cevap aranıyor. 'Aşk uğruna yenen kalp' başlıklı kısımda yazar aşk ve yamyamlık hakkında komik, romantik ve garip öykülere yer vermiş. İnsan kalıntıları başlıklı kısımda ölümden sonra kalbin vucuttan çıkarılması, bazen saklanması bazen de başka bir yere gömülmesi geleneğinin nasıl ortaya çıktığı ve tarihte bu geleneğin uygulandığı kişilerin hikayeleri anlatılmış. Geçmişten günümüze aşk hakkında yazılmış belli başlı şiirlerin yer aldığı bir bölümde yazar tarafından unutulmamış. 


    Bir italyan geleneği olan Smorfia'ya göre insanların rüyalarında gördükleri herşey belli bir rakama işaret eder. Yazar, kitabın ekler kısmında piyango bileti alırken dikkat etmemiz için, kalbin rüyada görüldüğü şekle göre işaret ettiği numaraları vermeyi ihmal etmemiş. Belki piyango bize vurur diye...

      

...............................................................................................................................................................................................

    

    Son söz...


    Kitabın sonuna vardığınızda, yazarın kitabın başında söylediği şu sözlerde çok haklı olduğunu anlıyorsunuz; ' Bu kitapta kalbin öyküsünü bulacaksınız. Başı ve sonu olan bir öykü değildir bu. Belli bir dairenin içinde dönüp duran bir öykü de değildir. Daha çok, sebze çorbası gibidir. İlk tadımda hoşlanmamışsanızda, devam edin, sonuçta keşfedeceğiniz başka lezzetler de olacaktır.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder