ÇOCUKLUĞUN YOKOLUŞU
Kitabın Adı: Çocukluğun Yokoluşu - Neil Postman
Yayınevi: İmge Kitabevi, Nisan 1995, 208 sayfa, ISBN : 975-533-093-3
Doyuruculuk : 8
Konu Seçimi :7
Çeviri : 9
Genel Olarak Kitap : 8
Tek Cümleyle Kitap...
Postman'a göre, çocukluk biyolojik bir kategori değil, toplumsal bir kurgudur ve çocukluk fikri hem toplumsal bir yapı hem de psıkolojik bir koşul olarak onaltıncı yüzyıl esnasında oluşmuş ve günümüze kadar desteklenmiştir. 'Çocukluğun Yokoluşu', iletişim araçlarının toplumları belirlediği savından hareketle, matbaba makinesinin çocukluğu nasıl yaratıp, elektronik araçların ise nasıl öldürdüğünü araştırıyor.
...............................................................................................................................................................................................
'Çocukluğun Yokoluşu', Newyork Üniversitesi İletişim Sanatları ve Bilimleri bölümünde öğretim üyesi olan yazar Neil Postman'ın dilimize çevrilen ikinci kitabı. Yazarın dilimize çevrilen ilk kitabı'Televizyon: Öldüren Eğlence', adından da anlaşıldığıgibi, televizyonun bireyler ve toplumlar üzerindeki olumsuz etkilerini göz önüne sermeyi amaçlayan bir kitap idi. Çocukluğun Yokoluşu da, benzer şekilde çocukluk tasarımının hızlı bir şekilde yokolduğu gözlemimden hareketle, iletişim araçlarının toplumlarınasıl etkilediğini, matbaba makinesinin çocukluğu nasıl yaratıp, elektronik araçların ise nasıl öldürdüğünüaraştırıyor.
Kitap Çocukluğun İcadı ve Çocukluğun Yokoluşu adını taşıyan iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde, çocukluk fikrinin nereden kaynaklandığı gösterilmeye çalışılıyor. Çünkü Postman'a göre, çocukluk biyolojik bir kategori değil, toplumsal bir kurgudur ve çocukluk fikri hem toplumsal bir yapı hem de psıkolojik bir koşul olarak onaltıncı yüzyıl esnasında oluşmuş ve günümüze kadar inceltilip,desteklenmiştir.
Kitabın ilk bölümünde Eski Yunan'dan günümüze dek hem toplumsal hem de düşünce alanında çocukluk ve çocukluk fikrinin gelişimi ortaya konmaya çalışılıyor. Mesela; Eski Yunanlılar çocukluğu bütünüyle keşfedemeselerde bir çok açıdan bize çocukluk fikrinin önsel imgesini vermişlerdir. Eski Romalılar, Eski Yunan'dan okul fikrini ödünç almışlar ve Eski Yunan düşüncesine üstün gelen bir çocukluk fikri geliştirmişlerdir. Roma sanatı 'Rönesans dönemine kadar Batı sanatında görünmeyen oldukça sıradışı bir yaş, genç ve gelişkin anlayışı' ortaya koymuştur. Dahası Romalılar, gelişen çocukluk ile ayıp düşüncesi arasında bir bağlantı kurmuştur ki bu çocukluk düşüncesinin evriminde çok önemli bir adımdır. Ve Romalılardan sonra tamamen ortadan kalkmıştır. Ortaçağda çocukluk fikri yada anlayışının olmadığınıgörüyoruz. Bu konuda Tunchman'da 'Ortaçağ dönemini modern çağdan farklılaştıran niteliklerinden dolayıhiçbirşey, çocukluğa yönelik ilginin yokluğu kadar çarpıcı değildir' diyor.
Çocukluk fikrinin oluşumu yetişkinlerin dünyasındaki büyük bir değişim sonucu olmuştur: 15. yüzyılın ortalarında hareketli tipte matbaa makinelerinin ortaya çıkışı. Matbaa makinesi, yeni bir yetişkinlik anlayışı gerektiren yeni bir simgesel dünya yaratmıştır. Çocuklar yetişkinler dünyasından kovulmuş, onların yeni dünyası 'Çocukluk Dünyası' olmuştur.
Matbaa makinesinin bulunması sadece okuma yazmanın yaygınlaşmasını, eğitimimin modernleşmesini vs. sağlamakla kalmamıştır. Harold Innis'in dediği gibi makine sadece alışkanlıklarımızıdeğil, zihinsel alışkanlıklarımızı da değiştirmiştir. James Carey'in tarzıyla söylersek, bilinç yapımız iletişim yapısına paralel olarak yeniden biçimlenmektedir. Matbaanın bulunuşu ile birlikte de toplumların bilinç yapıları yeni baştan inşaa edilmiştir.
Hatta bazı araştırmacılar, Aristo'cu bilimin modern bilim ile yer değiştirmesini de büyük ölçüde basına atfederler. Modern bilimin temelleri matbaanın bulunuşundan sonraki yüzyıl içinde atılmıştır.
Kitabın aynı bölümünde matbaanın etkisi ile çocukluk fikrinin nasıl ortaya çıktığı ve ortaya çıkışından günümüze kadar yolculuğu incelendikten sonra ikinci bölümde çocukluk fikrinin 19. yy'dan itibaren nasıl yokolmaya başladığı anlatılıyor. Postman'a göre, çocuksuz döneme kaynak olan bir kişi aranıyorsa, o kişi ilk kamusal elektrikli mesajıgönderen Samuel Finley Breese Morse'tur.
Marshall MacLuhan, ' İnsan Elektrikli bir çevrede yaşadığı zaman doğası dönüşür ve özel kimliği, ortak bütünle karışıp birleşir. Artık o, 'kite insanı' olur. Kitle insanı fiziksel niceliğin değil, elektrik hızının bir görüngüsüdür. Kitle insanı, ilk olarak radyo çağındaki bir görüngü biçiminde farkedildi, fakat ortaya çıkmasıfarkedilmeyen dönemde yani elektrikli telgraf ile gerçekleşti' diyor.
Postman'a göre 'Çocukluk, yetişkinler tarafından denetlenen belirli bir enformasyon biçiminin, çocuklara psıkolojik açıdan özümlenebilir yollar olarak görülen aşamalar içinde verildiği bir çevrenin sonucuydu. Çocukluğun sürdürülmesi, işlenmiş enformasyon ve ardışık öğrenme ilkelerine dayanıyordu. Fakat telgraf, enformasyonun denetimini ev ve okuldan zorla çekip alma sürecini başlattı. Telgraf, çocukların kullanabildikleri enformasyonun türünü, niteliğini ve niceliğini, ardışıklığını ve yaşandığı koşullarıdeğiştirdi'
Telgraftan televizyonun icadına kadar çocukluk fikrinin değişimi ortaya konduktan sonra, asıl çocukluk fikrini yokeden neden inceleniyor: Televizyon. Bu bölümde televizyon ile birlikte çocukluk fikri ve çocukların davranışlarında meydana gelen değişimler çok çarpıcı bir biçimde ortaya konuluyor.
Rudolf Arnheim, günümüzden yaklaşık yetmiş yıl önce, imge-enformasyon ortamı olgunlaşmamışken, resimin zihinlerimizi uyutma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekmeye çalışmıştır: 'Geçmişte, olayları hemen iletme yetersizliği, dilin kullanımınıgerekli kılmış ve bu yüzden insan zihnini, yeni kavramlar geliştirmeye zorlamıştı. çünkü olaylarıbetimleyebilmek için insanın geneli özelden çıkarması, yani seçmesi, karşılaştırması ve düşünmesi gerekiyordu. Ancak iletişim, parmakla dokunularak başarılabildiği zaman ağız büyümekte, yazmak için el durmakta ve zihin büzülmektedir.' Çünkü resimler aklımıza değil, duygularımıza seslenirler. Bizden düşünmemizi değil, duyumsamamızı isterler...
Son Söz....
Toplumsal roller (istisnalar dışında), belirli bir enformasyon çevresinin koşulları tarafından belirlenir. Televizyon da çocukluk ile yetişkinlik arasındaki farkları yoketmiş, böylece çocukluğu ortadan kaldırmıştır. Postman kitabında çocukluğun varoluş ve yokoluş serüvenini nedenleri ve nasılları ile ortaya koyuyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder